“Türkiye’nin uzlaşmaya, barışa ihtiyacı var. Yargı, yürütmeye, yürütme de yargıya müdahil olmamalı” diyen Siirt Barosu Başkanı Av.Cemal Acar Siirtliler.Net’e Fezioğlu ile ilgili değerlendirmede bulundu.
Hafta sonu Türkiye Barolar Birliği Başkanı ve eski CHP PM Üyesi Metin Fevzioğlu’nun Danıştay’ın kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen toplantıda Başbakan Erdoğan ile yaşadığı tartışmaya ilişkin Siirt Barosu Başkanı Avukat Cemal Acar, Siirtliler.Net’e açıklamalarda bulundu.
Siirt Barosu Başkanı Av.Cemal Acar’ın açıklamaları şöyle:
“Danıştay Başkanımızın konuşmaları ve yargıya ilişkin endişeleri ve eleştirileri çok güzeldi fakat ne yazık ki Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Fevzioğlu’nun Başbakan Erdoğan’la arasında geçen tartışmaya kurban gitti. Metin Fevzioğlu, siyasete girmemeli, yargı üzerinde konuşmalı ve hatta bu yönde eleştirilerini dile getirmeliydi. Başbakan Erdoğan’ı o konuşmada tahrik eden şey Sayın Fevzioğlu’nun siyasete ve Van depremi konusuna girmesi olmuştur. Ancak burada bir tahrik dahi olsa Başbakan’ın tepkisi o şekilde olmamalıydı. Başbakan o konuşmayı kesmese, konuşma bittikten sonra cevap hakkını kürsüde kullansa veya dışarıda gazetecilere açıklamalar yapsaydı daha makul olurdu. Fevzioğlu’nun konuşmasını uzatması ve Van depremiyle ilgili siyasi konulara girmesi de dediğim gibi doğru değildi.
Türkiye’nin gerçekten üslup sorunu var. Bugün toplumun helalleşmeye, bir arada yaşamaya, dargınlıklarını bir kenara itip yeniden kucaklaşmaya ihtiyacı var. Nefret söylemlerinin, ayrışma fikirlerinin mutlaka üstünün örtülmesi gerekir.
Ayrıca iktidarların da Haşim Kılıç örneğinde olduğu gibi belli yerlerden gelen yapıcı eleştirilere mutlaka tahammül etmeliler. Hemen aforoz etme, ötekileştirme yoluna girmemeleri gerekiyor. Yargının yürütmeye, yürütmenin de yargıya vesayeti krize yol açar. Biz nasıl ki yargı erkinin vesayetini yıllarca dile getirdiysek son zamanlarda da bu defa tersine bir eleştiri var. Saygınlığını yitirmiş bir yargının, ülkenin iç barışını sağlamada katkısı olamaz ve yıkıcı etkilere yol açar.
Türkiye’de kamplaştırmayı unutmalıyız. Çünkü hepimizin birbirine verecek bir eli var. Toplumun yeniden kaynaşmaya, helalleşmeye, bir arada fikir ve düşüncelerini tartışarak doğruya varmaya ihtiyacı var.”