Türkiye'nin neredeyse Cumhuriyet tarihi ile yaşıt ve sonuçları itibarı ile en büyük meselesi olan Kürt Meselesi, esasında siyasal ama aynı zamanda hukuki ve sosyolojik yönleri olan bir meseledir. Dolayısıyla Kürt Meselesinin çözümünü bütün yönlerini dikkate almadan, bugüne kadar yapılageldiği gibi güvenlikçi anlayışlarla tarif etmenin mümkün ve gerçekçi olmayacağını düşünmekteyiz. Zira Kürt Meselesinin hayattan ve rasyonaliteden kopuk yaklaşımlarla çözülemeyeceği çok acı deneyimlerle tecrübe edilmiştir.
Bizler Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Baroları olarak, öteden beri sorunun şiddetle çözülmeyeceğini, demokratik ve barışçıl yolların, çözümün tek ve vazgeçilmez yolu olduğunu her platformda dile getirdik.
Diyarbakır Barosunun da meselenin tarifine ve çözümüne ilişkin ortaya koyduğu yaklaşımı, söylem ve tutumu hep bu yönde olmuştur. Hal böyleyken Diyarbakır Barosu Başkanı Sayın Tahir ELÇİ bir televizyon programında hukukçu ve insan hakları savunucusu kimliği ile ifade ettiği görüşleri nedeniyle kendisine yönelik bir linç kampanyasının başlatılmasını ve akabinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir ceza soruşturması başlatılmasını, düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı açık bir müdahale olarak değerlendirdiğimizden kabul edilemez buluyoruz. Kaldı ki, böyle ağır bir toplumsal meselenin belli kavramlara hapsedilemeyeceği ve bu ifade biçimleriyle meselenin sağlıklı çözümünün mümkün olmayacağını ifade etmek isteriz. Bu meseleyle ilgili görüş ve ifadelerin ceza soruşturmalarına konu edilerek özgürce tartışılmasının engellenmesi sorunun çözümsüzlüğünü daha da derinleştirmektedir.
İfade özgürlüğünün sınırının ölçüsü toplumsal hassasiyetler değil, demokratik değerlerdir. Bu konudaki ilkesel tutumumuz gereği biz aşağıda adı geçen Barolar olarak Diyarbakır Barosu ve Sayın Tahir ELÇİ ile dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmek isteriz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 17.10.2015
ADIYAMAN BAROSU AĞRI BAROSU BATMAN BAROSU BİNGÖL BAROSU
BİTLİS BAROSU IĞDIR BAROSU