Baro Başkanımız Av. Mehmet Cemal ACAR,ın Sonsöze Verdiği Röportaj
Tarih: 18.08.2014 | Okunma Sayısı: 3923

Baro Başkanımız Av. Mehmet Cemal ACAR,ın Sonsöze Verdiği Röportaj    


Gazetemiz Sonsöz’ün düzenlediği ‘Kahvaltı sohbeti Programı’nın bu hafta ki konuğu olan Baro Başkanı M.Cemal Acar, gündem ile ilgili önemli tespitlerde bulundu. Çözüm süreci, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, yarı başkanlık sisteminde yargı ve hukuk sistemini konuştuk.

 

Gazetemiz Genel yayın yönetmeni Atilla Durak, Genel koordinatör İzzettin İçin, Haber Müdürü M. Niyazi Deniz ve Muhabir İsmail Çelik sordu, Baro Başkanı Acar birbirinden ilginç tespitler ortaya koydu.

 

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Baro Başkanı Acar, şunları söyledi, “Tam başkanlık sistemi kıta Avrupa’sı ve ülkemizin tarihinden gelen yönetim kültürüne uymaz. Kuvvetler tamamen bir birinden ayrı olduğundan yönetimde krizlere yol açabilir. Bunu rahmetli Özal’da çok istemişti ama anayasa hukukçuları ve Türkiye’nin siyasal yapısı nazara alınarak bundan vazgeçildi. Tam başkanlık sistemi ile yarı başkanlık sistemi arasında ciddi farklar bulunmaktadır. Amerika’daki sistem tam başkanlık sistemidir. Bu sistem bize gitmez. Çünkü orada demokrasi tam oturmuş, sıkıntı yaşanmaz. Ama bu sistem Türkiye gibi bir ülkede uygulanması zordur. Ben parlamenter veya yarı başkanlık sistemini benimsiyorum. En doğrusu da yarı başkanlık modelidir. Başkanlık sisteminde Cumhurbaşkanı ayrı partiden, başbakan ayrı partiden çıkarsa da sıkıntı yaşanır. Ama meclisi tıkayan büyük bir kriz olmaz. Tam başkanlık olmadığı için, yerel yönetimler yayası da değişmelidir. Yarı başkanlık için anayasal değişiklikler gerekiyor. Başkanlık sisteminde yerel yönetimlerin değiştirmesi gerekir.”

 

“ÇÖZÜM SERECİNİ HERKES SAHİPLENMELİDİR”

Silahların susması ve akan kanın durması için başlatılan çözüm sürecinin meyvelerinin önümüzdeki süreçte alınacağına dikkat çeken Acar, “Çözüm süreci Türkiye tarihinde bir milattı. Geçmişte de Kürt sorununun çözümü için bir takım adımlar atılmıştı Ancak bu kez kalıcı barışa çok yakın görüyorum. Çünkü mevcut dinamikler bu işe hazırdır. Başbakan Erdoğan’ın büyük bir katkısı vardır. Çünkü silahlı mücadelenin sona ermesi ile siyasetin yolunun açılacak olması demokrasinin gelişmesi ve ekonomik kalkınmasını tetikleyecektir. Muhtemelen Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası Eylül ayından sonra bir takım yasal adımlar atılarak önemli düzenlemeler yapılacağına inanıyorum.”

 

“YEREL YÖNETİMLER GÜÇLENDİRİLSİN VALİ SEÇİMLE GELSİN”

Ülkenin gelişmesi yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden geçtiğini vurgulayan Acar, “Yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle kalkınma daha hızlı yaşanır. Mesela Siirt’te bir kurumda görevli bir müdürün ataması Cumhurbaşkanının veya Merkezi yönetimin iradesine gerek görülmemelidir. İli yönetenlerin onayıyla atanması daha doğru ve isabetli olacaktır. Bunun için de valilerin seçimle gelmesi kalkınmanın daha hızlı gelişeceği gibi demokratikleşmeyi de tetikleyecektir. ”

 

 

Son dönemde gündemde yer alan dinlemelere de değinen Acar, Türkiye’de hukuk sisteminin korunması gerektiğini, özellikle güçler ayrılı erkinin korunarak yürütmenin yargı bağımsızlığına karışmaması gerektiğini söyledi.

 

“KUVVETLER AYRILI İLKESİ KORUNMALIDIR”

Acar, “12 Eylül sonrası süreçte yargı, yürütmeyi kontrol ağına almıştı, bugün de yürütme, yargı ağını kontrolü altına alma çabası Türkiye’nin hukuk sistemini ciddi anlamda itibarsızlaştırır . Kuvvetler ayrılığı ilkesine dikkat edilmediği durumda halkın yargıya olan güveni de sarsılır. Türkiye’de son dönemde artan dinlemelerden ciddi anlamda kuşku duyulan bir toplum oluşturuldu. Tapelerle birileri hedef şaşırtmamalıdır. Konu siyasi malzeme haline getirilmemelidir. Bir suç var ise toplumun veya bir kesimin tümüne mal edilmesini doğru bulmadığım gibi konunun tamamıyla bağımsız mahkemelere bırakılması gerekir.”

 

“TÜRKİYE’DE BİR PARALEL YAPI OLDUĞUNA İNANMIYORUM.”

Acar, “Türkiye’de bir paralel yapı olduğuna inanmıyorum. Bir hakim bir tarikata veya bir cemaate ilgi duyabilir, sola veya Marksistliğe ilgi göstermiş olabilir. Sırf bu yüzden alternatif bir kesime bir yafta takılması doğru değil. Yargıda bir zamanlar Karadenizliler grubunun varlığından ve başka gruplardan bahsediliyordu. Fakat bu benzetmeler paralel bir yapı anlamına gelmez. Paralel ne demektir: devletin sistemi dışında ayrı bir yapı demektir. 15 yıldır Siirt’te avukatım adliyede bir hakim ve savcının birini kayırdığını görmedim. Siyasi iktidar bunu biraz abarttı. Cemaatin bir suç örgütü gibi lanse edilmesi doğru değil.”dedi.

 

 

“TÜRKİYE VE SİİRT’İN GELECEĞİNDEN UMUTLUYUM”

Türkiye’nin hızla gelişerek değiştiğini vurgulayan Acar, “Türkiye son yüzyıla hızlı adımlarla giriyor. Demin de ifade ettiğimiz gibi, 30 yıldır bölgede akan kanın durması için atılan demokratikleşme adımları umut veriyor. Ben bu konuda umutluyum. Özellikle kalıcı barışın tesis edilmesi için herkesin bu süreci sahiplenmesi gerekir. PKK’nın son günlerde bölgede yaptığı baskın ve kaçırmalar süreci de tehlikeye sokmaz. Ortadoğu’da yaşanan ve kapımıza dayanan savaş ve çatışmalar da bu süreci etkilemeyeceği gibi Türkiye’nin ekonomik ve demokratik gelişimini etkilemez. Umutluyum. Türkiye ve bölgenin geleceğinden umutluyum.” dedi.

 

 

21.11.2024
AV. MUHAMMED ALPTEKİN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.